Günümüzde uluslararası ekonomide doların hakimiyeti tartışmaları sürerken, COVID-19 salgını sonrasında ABD, küresel yatırımların hacimli bir kısmını bünyesine katmaya devam etti. Bu eğilim, IMF’nin yaptığı kapsamlı bir analizle doğrulanmaktadır.
Analize göre, ABD’nin küresel yatırım akışlarındaki payı, salgın öncesi dönemdeki %18’lik seviyesinden, salgın sırasında %27’ye yükselmiştir ve sonrasında istikrarlı bir şekilde yükselerek yaklaşık %33’e ulaşmıştır. Bu artış, diğer ülkelerin dolara olan bağımlılıklarını azaltma çabalarına rağmen gerçekleşmiştir.
Çin’in Payı Geriliyor
ABD’nin küresel yatırımlardaki artan payıyla tezat oluşturan bir şekilde, Çin’in payı önemli ölçüde azalmıştır. Çin’in payı, salgın öncesi %7 seviyesinden, salgın sonrası %3’ün altına düşmüştür. Bu gerileme, diğer faktörlerin yanı sıra, Çin’in faiz oranlarındaki düşük seviyeler ve ABD’nin teşvik edici politikaları gibi faktörlerden kaynaklanıyor.
USD’nin cazibesi
ABD’nin küresel yatırımcılar için çekiciliğinin arkasında, yüksek faiz oranları ve salgın sonrası teşvik paketleri gibi çeşitli faktörler yatmaktadır. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faizleri yükseltmesi, doları yabancı yatırımcılar için daha cazip hale getirmiştir. Ayrıca, Başkan Biden’ın yönetimi tarafından yenilenebilir enerji ve yarı iletken imalatı gibi sektörlere verilen teşvikler, doğrudan yabancı yatırımlarda bir artışa yol açmıştır.
Yatırımcıların Tercihlerindeki Değişim
IMF’nin analizi, küresel yatırımcıların tercihlerinin değiştiğini göstermektedir. Salgın öncesi dönemde yatırımcılar riskli varlıkları tercih ederken, salgın sonrası dönemde daha riskten kaçınan bir yaklaşım benimsemişlerdir. Bu değişim, ABD’nin emlak ve sabit gelirli yatırım araçları gibi daha güvenli yatırım seçenekleri sunmasıyla uyumlu olmuştur.
Gelecek Beklentileri
ABD’nin küresel yatırımlardaki hakimiyetinin geleceği belirsizliğini korumaktadır. Fed’in faizleri yıl sonuna doğru düşürmeye başlaması beklenirken, bu durum ABD varlıklarının getirisini azaltabilir. Ayrıca, 2023’teki başkanlık seçimlerinde Donald Trump’ın zaferi belirsizliği artırabilir ve yatırımcıları ABD’ye yatırım yapma konusunda daha çekingen hale getirebilir.