İsrail hükümetindeki koalisyon ortağı Ultra Ortodoks Yahudi Şas Partisi, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki hükümetin dağılmasının an meselesi olduğu konusunda uyarıda bulundu. Bu uyarı, Şas Partisi’nin İsrail meclisinde, “Haham Yasası” taslağını geri çekmesinin ardından hükümetteki Likud Partisi’ni sert bir şekilde eleştirmesinin ardından geldi.
Şas yetkilileri, İsrail devlet televizyonu KAN’a açıklamalarda bulunarak Netanyahu liderliğindeki Likud Partisi’ni söz konusu yasa taslağının geri çekilmesi nedeniyle kınadı. Parti, hükümetin dağılmasının an meselesi olduğu uyarısında bulundu ve yasa taslağının geri çekilmesine yanıt olarak atılacak adımları değerlendireceğini belirtti.
Haberlere göre, Başbakan Netanyahu ile Şas’ın lideri Haham Aryeh Deri arasında dün akşam “zorlu” bir telefon görüşmesi gerçekleşti. Deri, Netanyahu’yu koalisyonun kontrolünü kaybetmekle suçladı ve hükümetinin Haredi halkı (Ultra Ortodoks Yahudiler) için giderek daha zararlı hale geldiğini söyledi.
Netanyahu, Haham Yasası taslağını mecliste ilk okuma oylamasından önce, lehine çoğunluk sağlanamaması nedeniyle gündemden geri çekti. Tasarı, kentsel bölgelerdeki hahamların atanması yetkisini yerel yönetimlerden Şas Partisi’nden Michael Malchieli bakanlığındaki Din Hizmetleri Bakanlığı’na devretmeyi amaçlıyordu.
Ancak aşırı sağcı Yahudi Gücü ile Likud partileri, Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in başkanlığında tasarıya karşı çıktı. Bu durum, koalisyon içinde gerilimin tırmanmasına yol açtı ve hükümetin istikrarını tehlikeye attı.
Şas Partisi’nin hükümetin dağılması uyarısı, Netanyahu’nun koalisyon ortağı diğer partilerle de gerilim yaşadığı bir dönemde geldi. Gelenekçi şeriat yasasından sorumlu Şas ve Yahadut HaTora Birleşik Tevrat Yahudiliği (UTJ) partileri, İsrail Yüksek Mahkemesi’nin kararı doğrultusunda dini otoritelerin gözetiminden sorumlu evlilik sicilini devlete devretme planına karşı çıkmıştı.
İsrail hükümetinin dağılması, ülkede siyasi istikrarsızlığa ve erken seçimlere yol açabilir. Son seçimlerin üzerinden yalnızca bir yıl geçti ve ülkenin yeni bir seçim sürecine girme ihtimali, benzeri görülmemiş bir siyasi belirsizliğe işaret ediyor.