Deutsche Bank ekonomistleri Türkiye ekonomisinin bu yıl %3,5 büyümesini bekliyor. Yıl sonu Dolar/TL beklentilerinin ise 37 olduğunu ve Türk lirasında reel anlamda değer kazancı öngördüklerini belirtti.
Wietoska, Türkiye’nin geçen yıldan itibaren makroekonomi politikalarında başlattığı değişimin çok olumlu bir adım olduğunu belirtti. Bu değişimin yerel seçimlerde de devam etmesinin önemine vurgu yaptı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) yerel seçimlerden önce politika faizini 500 baz puan artırmasının “güçlü bir mesaj ve oyun değiştirici” olduğunu ifade etti. Bu artışın, lirada beklenen bir devalüasyonun gerçekleşmeyeceğini net bir şekilde ortaya koyduğunu söyledi.
Wietoska, yatırımcılarla açık ve net iletişimin, ileriye dönük politikalara güveni artırdığını dile getirdi. Türkiye’ye ilişkin algının son aylarda oldukça olumlu olduğunu, net rezervlerin 10 milyar doları aştığını ve uluslararası rezervlerin 150 milyar dolara yaklaştığını belirtti.
Wietoska, enflasyonun zirveyi gördüğüne ve düşüşe geçeceğine dikkat çekerek, yıl sonu itibarıyla enflasyonun %40 seviyesine gerilemesini beklediklerini ifade etti. Enflasyonun %20’ye düşürülmesinin ise asıl zorluk olacağını belirtti. Ekonomideki dengelenmenin ilk aşamasının başarıyla tamamlandığını, ikinci aşamanın ise enflasyonun düşüşü ve büyümenin yavaşlamasıyla başlayacağını söyledi. Büyüme yavaşladığında TCMB’nin faiz indirimi için doğru zamanın geleceğini belirtti. Bu yıl Kasım ve Aralık aylarında toplamda 500 baz puanlık faiz indirimi beklediklerini ve bu gevşemenin gelecek yıl da devam edeceğini öngördü.
Wietoska, uluslararası yatırımcıların Türkiye’ye ilgisinin oldukça yüksek olduğunu ve özellikle Türk lirası cinsinden tahvillere yatırım yapma konusunda büyük bir değişim yaşandığını belirtti. Son 8 haftada Türk lirası cinsinden tahvillere 8,5 milyar dolarlık giriş olduğunu ve bu rakamın yıl sonuna kadar 20 milyar dolara çıkabileceğini ifade etti. Gelecek yıl bu girişlerin 30-40 milyar dolara ulaşabileceğini öngördü.
Wietoska, TCMB’nin sıkı para politikası duruşunu sürdürmesinin önemli olduğunu vurguladı ve Türkiye’nin resesyona girmeden ekonomisini dengelemeyi başarabilirse eşsiz bir örnek olacağını söyledi.
