Yüklü enflasyon ile boğuşan çalışanlar, geçimlerini sağlamakta zorlanırken, bir de yüksek vergi yükü altında eziliyor. Ocak ayında brüt maaşı 35 bin TL olarak belirlenen bir çalışanın net maaşı 27 bin 724 TL seviyesindedir ve bu kişi yıl boyunca 39 bin 484 TL gelir vergisi ödemektedir.
Türkiye’nin dengesiz vergi yapısı, yalnızca enflasyonun değil, maaşlara uygulanan vergilerin de ücretlilerin azalan alım gücünde etken olduğunu ortaya koymaktadır. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR) tarafından hazırlanan bir rapor, Ocak 2024’te brüt maaşı ve yan haklarıyla birlikte 35 bin TL’ye ulaşan bir çalışanın, yıl boyunca 39 bin 484 TL gelir vergisi ödeyeceğini belirtmektedir. Bu çalışanın gelir vergisi kesintisi Ocak ayında 1 bin 912 TL iken, Eylül ayında 4 bin 632 TL’ye yükselmektedir. Sonuç olarak, bu çalışanın ocak ayındaki net maaşı 27 bin 724 TL’den, aralık ayında 25 bin 4 TL’ye düşmektedir. Zorlukla geçimini sağlayan bu işçi, yaklaşık 1,5 ay boyunca yalnızca devlete ödeyeceği gelir vergisi için çalışmaktadır.
Ücretlilerin maaşından yapılan tek kesinti gelir vergisi ile sınırlı değildir. Çalışanlardan aynı zamanda SGK primi, işsizlik sigortası primi ve damga vergisi de kesilmektedir. Bu kesintilerle birlikte aylık 35 bin TL brüt ücret alan bir çalışanın maaşından yıl boyunca toplam 103 bin 850 TL vergi ve kesinti yapılmaktadır. Böylece vergi ve kesintilerin brüt ücret içindeki payı ocak ayında yüzde 20,8 iken, aralık ayında yüzde 28,6’ya kadar ulaşmaktadır. Bu çalışanın yıllık net maaşı ise 316 bin 150 TL olarak gerçekleşmektedir.
Hazine’nin elde ettiği trilyonlarca liralık vergi gelirinin üçte ikisi, varlıklı ve yoksul ayrımı yapılmadan tahsil edilen dolaylı vergilerden oluşmaktadır. Bu durum, işçi kesiminin şirketlere kıyasla daha fazla vergi ödemek zorunda kalması sonucunu doğurmaktadır. DİSK-AR’ın araştırmasına göre, 2014-2023 yılları arasında ücretlilerden alınan gelir vergisi tevkifatı, bütçe gelirlerinin yüzde 16’sını oluşturmuştur. Aynı dönemde Kurumlar Vergisi’nin payı ise yüzde 15,6’da kalmıştır. Mülkiyet ve servetten alınan vergilerin oranı ise 10 yıllık süreçte bütçedeki vergi gelirlerinin yalnızca yüzde 2,7’sinde kalmıştır.
Ücretlilerin karşı karşıya bulunduğu yüksek vergi yükü, enflasyonist ortamda geçimlerini sağlamalarını zorlaştırmakta ve alım güçlerini düşürmektedir. Adaletsiz vergi yapısının düzeltilmesi ve ücretli kesim üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesi, çalışanların yaşam standartlarının iyileştirilmesi için elzemdir.