AB Çevre Bakanları, 27-28 Haziran’da gerçekleştirilen AB Zirvesi öncesinde Lüksemburg’da bir araya geldi. Toplantının ardından yapılan açıklamada, bakanların AB Komisyonu’nun “Doğayı Onarma Yasası” teklifini onayladığı duyuruldu.
Yasa, Avrupa Birliği’nin “Yeşil Anlaşması” kapsamında sunulan bir girişim olup, biyolojik çeşitliliği desteklemeyi ve iklim değişikliğiyle mücadeleye katkıda bulunmayı amaçlıyor. Önergeye göre, 2030 yılına kadar AB topraklarındaki tarım arazilerinin %10’unda bitki örtüsü oluşturularak biyoçeşitliliğin artırılması hedefleniyor.
Ekilebilir arazilerin bir bölümünün orman, bahçe ve sulak alanlara dönüştürülmesini de öngören yasa, üye ülkelerden bazıları tarafından eleştiriyle karşılandı. Yasanın tarımsal üretimi azaltacağı ve gıda fiyatlarını artıracağı, dolayısıyla çiftçilerin geçimini zorlaştıracağı öne sürüldü. Ayrıca, özellikle savaş ve çatışma dönemlerinde küresel gıda arzında sıkıntılara yol açabileceği vurgulandı.
Avusturya ve Slovakya gibi ülkelerde yasa, yoğun tartışmalara konu oldu. Ancak Birleşmiş Milletler Çevre Programı, bilim insanları ve yenilenebilir enerji endüstrisi gibi gruplar yasa teklifine destek verdi.
Avrupa Parlamentosu’nda Şubat 2024’te onaylanan yasa, Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra tüm AB üyesi ülkelerde yürürlüğe girecek.
Yasanın destekçileri, biyoçeşitliliği korumak ve iklim değişikliğini azaltmak için gerekli olduğunu savunuyor. Doğal yaşam alanlarını yeniden oluşturarak, bitki ve hayvan türlerinin hayatta kalma şansının artırılacağını ve ekosistemlerin daha dirençli hale geleceğini belirtiyorlar.
Eleştirmenler ise yasanın tarımsal üretimi olumsuz etkileyeceğini savunuyor. Ekilebilir arazilerin azaltılmasının gıda kıtlığına ve fiyatların artmasına yol açabileceğini öne sürüyorlar. Ayrıca, çiftçilerin geçim sıkıntısı çekebileceğini ve kırsal alanların ekonomik olarak zarar görebileceğini vurguluyorlar.
“Doğayı Onarma Yasası”, hem çevresel faydaları hem de potansiyel ekonomik etkileri nedeniyle tartışmalı bir konu. AB üye ülkelerinin yasayı nasıl uygulayacağı ve çevresel hedeflerle tarımsal ihtiyaçlar arasında denge kuracağı, önümüzdeki dönemin önemli konuları arasında yer alıyor.