Kamu kurumlarında yüksek rütbeli personelin birden fazla kurumda görev alarak çift gelir elde etme pratiği, uzun yıllardır vicdanları kanatmaktaydı. Bu durum, emeklilerin asgari geçim sınırında yaşam mücadelesi verdiği ve asgari ücretle çalışanların yoksulluk çektiği bir ortamda daha da büyük bir skandal teşkil ediyordu. Halkın yoğun tepkisi üzerine hükümet, söz konusu çifte gelir uygulamasına son verme kararı aldığını açıklamıştı. Ancak ortaya çıkan yeni yasa tasarısı, kamuoyunda hayal kırıklığına yol açtı.
AK Parti milletvekillerinin sunduğu torba yasa teklifi, çifte gelir uygulamasına devam etmeyi öngörüyordu. Tasarıya göre, kamu kurumlarındaki üst düzey bürokratlar veya bakan yardımcıları, yönetim kurulu üyeliği gibi ikinci bir görev aldıklarında, ekstra bir ödeme hakkı kazanacaklardı. Bu ödeme, maaş olarak değil, “huzur hakkı, ücret veya ikramiye” gibi farklı isimler altında yapılacak ve her altı ayda bir memur zam oranında artacaktı.
Teklifte belirtilen limitlere göre, ikinci bir kurumda yönetim kurulu üyeliği alan bir bürokrat, aylık 98 bin 42 lira ek gelir elde edebilecekti. Bu rakamın yıllık karşılığı ise 1 milyon 170 bin lirayı bulacaktı. Böylece, kendi kurumundaki 110 bin liralık maaşına ek olarak, bu görevlendirmeden aldığı ek gelirle birlikte söz konusu bürokratın aylık geliri 208 bin liraya, yıllık geliri ise 2,5 milyon liraya ulaşacaktı.
Yasa tasarısının en tartışmalı yönü, ek gelirin “maaş” olarak tanımlanmamasıydı. Hükümet yetkilileri, bu sayede uygulamanın yasal olacağını savunuyordu. Ancak bu mantık, kamuoyunda büyük tepkiyle karşılandı. Emeklilerin 10 bin lira, asgari ücretle çalışanların 17 bin lira gibi mütevazı gelirlerle geçinmeye çalıştığı bir ülkede, kamu görevlilerinin ikinci bir gelir elde etmeleri vicdani bir sorun olarak görülüyordu.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yardımcıları arasında çifte gelir uygulamasının yaygın olduğu biliniyordu. Örneğin, Bakan Yardımcısı Abdullah Erdem Cantimur aynı zamanda Ziraat Bankası Yönetim Kurulu Üyesi, İsmail İlhan Hatipoğlu Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkanı, Osman Çelik Türk Eximbank Yönetim Kurulu Başkanı ve Zekeriya Kaya ise TÜPRAŞ Yönetim Kurulu Üyesiydi. Bu görevler sayesinde söz konusu bürokratlar, kendi maaşlarının yanı sıra ek gelirler elde ederek milyonlarca lira kazanıyorlardı.
Yeni yasa tasarısıyla, kamu kurumlarında çifte gelir uygulaması daha da yaygınlaşması bekleniyordu. Bu durum, “eşitlik” ve “adalet” kavramlarını zedeleyecek ve kamuoyunda daha büyük bir hoşnutsuzluğa neden olacaktı. Emeklilerin ve asgari ücretle çalışanların geçim sıkıntısı çekerken, kamu görevlilerinin lüks ve ayrıcalıklı bir yaşam sürmesi, toplumsal bir uçuruma işaret ediyordu. Bu nedenle, hükümetin bu yasa tasarısını yeniden gözden geçirmesi ve kamuda çifte gelir uygulamasına köklü bir son vermesi büyük önem taşıyordu. Aksi takdirde, kamuoyundaki güven kaybı daha da derinleşecek ve ülkenin toplumsal barışı tehlikeye girecekti.
