İktidar, iktidara geldiği günden beri devlet fabrikaları, tesisleri ve arazilerini satarak kasasını doldurmaya çalışıyor. Ancak resmi verilere göre bu özelleştirmelerin maliyeti elde edilen gelirden çok daha fazla.
Bugüne kadar yapılan özelleştirmelerden 71,1 milyar dolar gelir elde edildi. Ancak bu paranın sadece 50,7 milyar lirası Hazine’ye aktarabildi. Geriye kalan 20,4 milyar dolarlık özelleştirme hasılatı, özelleştirme çalışmaları için harcandı. Bu harcama, Türk Telekom, Tüpraş, Petkim, Erdemir ve TEKEL gibi dev kuruluşların gelirlerini bile aştı.
Özelleştirmelerin boşuna yapıldığı anlaşılıyor. TBMM’ye sunulan bütçe teklifine göre, bugüne kadar 277 kuruluş hisse satışı veya varlık devri yoluyla özelleştirildi. Özelleştirmelerden elde edilen 150 milyar 900 milyon TL’lik gelirin döviz karşılığı 71,1 milyar dolar.
Özelleştirmeler sırasında işçilere tazminat ödenirken ve kurumlar özelleştirmeye hazırlanırken büyük paralar harcandı. Sonuç olarak kamu mallarının satışından elde edilen paranın 20,4 milyar doları özelleştirme sürecinde yok oldu. Bu tutar bugünkü değeriyle 693,6 milyar liraya tekabül ediyor.
Özelleştirme harcamalarından sonra elde kalan sadece 119,2 milyar TL, yani 50,7 milyar dolar. Bütçe belgelerinde özelleştirmelerin toplum refahını artırdığı iddia ediliyor.
Özelleştirmeler sadece kaynak elde etmek için yapılıp, eldeki her şey satılmaya çalışılınca ağır bir fatura çıktı. Et, süt, şeker, tütün ve tekstil fabrikaları gibi birçok fabrika satıldı ve bu durum bölge ekonomilerine zarar verdi. Örneğin, 13 şeker fabrikası yok pahasına satıldı ve devletin kasasına sadece 4 milyar 851 milyon TL girdi. Bu tutar, özelleştirme masraflarının yanında çok küçük kalıyor.