Türk sanayisinin öncü isimlerinden Can Kıraç, sosyal medya hesabından yaptığı bir açıklamayla dünyaya veda etti. Söz konusu açıklamada Kıraç, “Hayatım boyunca yakın akrabalarıma, dostlarıma ve meslektaşlarıma veda ediyorum” ifadelerini kullandı.
1927 yılında Ankara’da dünyaya gelen Can Kıraç, Galatasaray Lisesi’ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden mezun oldu. 1950 yılında Koç Holding’e katılan Kıraç, holdingin kurucu ortakları arasında yer aldı ve 1991 yılında emekli olana kadar iş dünyasında “sadık profesyoneller çağı”nın son temsilcisi olarak görüldü.
Kıraç’ın deneyimleri, genç nesiller için paha biçilmez bir kaynaktı. İshak Alaton’un kızı Leyla Alaton’un belirttiği üzere, Kıraç deneyimlerini paylaşmakta son derece cömertti. Bu cömertlik, gençlere verdiği eğitimlerde ve sosyal medya paylaşımlarında açıkça görülüyordu.
Leyla Alaton, Kıraç’ın vefatı üzerine yaptığı açıklamada, Kıraç ile çok iyi anlaştıklarını vurguladı. Gençlere yönelik konuşmalar yapmak için beraber seyahat ettiklerini belirten Alaton, “Bu seyahatler hem eğitici hem de eğlendiriciydi. Kıraç çok özel bir insandı, olağanüstü bir mizah duygusu vardı ve kendisiyle dalga geçebilirdi. Fikirlerini ve deneyimlerini paylaşmakta çok cömertti. Günümüzde onun gibi profesyoneller bulmak zor” ifadelerini kullandı.
Can Kıraç, hayat hikayesini kendi adını taşıyan web sitesinde kaleme almıştı. 1927 yılında Ankara’nın Etimesgut ilçesinde doğan Kıraç, Mustafa Kemal Atatürk’e duyduğu hayranlıkla biliniyordu. Babası Ali Numan Kıraç, Atatürk’ün emrinde çalışıyor ve bizzat Atatürk, Kıraç’a “Can” ismini vermişti. Ayrıca, babasının ziraat çalışmaları nedeniyle Atatürk tarafından Kıraç’ın soyadı da “Kıraç” olarak belirlenmişti. Kıraç, çiftlik hayatıyla iç içe büyüdüğünü ve bu nedenle ziraat eğitimini tercih ettiğini anlatıyordu.
Kıraç, emekli olduğunda Süleyman Demirel’in kendisine yönelttiği siyasete girme teklifini kabul etmeyerek, 1991 yılında 41 yıllık profesyonel kariyerini noktaladı. Koç Holding’deki kariyerinden “Koç’un Can’ı” olarak anılmaktan hiç rahatsızlık duymadığını belirtiyordu.